Emsallerine faiktir

Ağustos 04, 2013

MKD'ye Bazı Öğütler II

Bizim MeKaDe Temmuzun sonunda iki yaşını bitirdi.  Eh doğum günüdür,  hediye filan bi şeyler almak lazım da, hadi  şimdilerde çocuk bakımının olmazsa olmazı ayped alsak ne işine yaracak [*] ; herkes gibi önüne oturtup, çizgi film seyrederken ağzına kaşıkla yiyecek mi tıkıştıracağız? Zaten öküz gibi yiyor herif. İşi ucuza, hatta bedavaya getirip yine biraz öğüt vereyim diyorum. Zaten adam olmasına, insan içine karışmasına az kaldı. En azından bi işine yarar.

Geçenlerde ecnebinin birinin yüz bir tane öğüt verdiği bir yazıya denk geldim (eloglu ne meraklı sevabına akıl fikir vermeye. Çok acayip insanlar var). Bazılarının; mesela, ”iş yerinde mutlaka sutyen giy” diyeninin bizim oğlana pratikte bir yararı yok, hatta zararı olacak belki! Bazıları gerçekten işe yarar şeyler, bazıları da var ki; sanki aklımdan geçeni okumuş, yazacaklarımı yazmış elin keferesi… Hepisini bir arada yazdım. Bazıları benim, bazıları onun.  

-  Otobüsten inerken, onu kullanana teşekkür etmeyi unutma: Üniversiteyi okumaya gittiğim kentte ilk ayımdı. Belediye otobüsü ile seyahat ediyorum o zamanlar.  Bir gece son durağa geldiğimizde, yolcuların hepsinin şöföre iyi akşamlar dileyip, teşekkür ederek indiğini tespit ettim. Adamcağızın şu boktan işi kim bilir kaç saattir yaptığını anlaşılan gecenin o saatinde gelecekteki babandan başka herkes biliyor ve taktir ediyordu! Oysa ben “Dergah-ı Mualla”dan geliyordum,  burası da “Gavur İzmir”di! Belki de “gavur”luk böyle bir şeydi işte. Ota boka teşekkür etmek, tanımadığın başkalarının senin için gösterdiği çabanın farkında olmak filan. Bunlar adam olmanın, adam sayılmanın olmazsa olmazıdır fındığım.

-    Hiçbir zaman bar önüne arabanı park etme. Pek anlamlı bir öğüt değil. Yaşadığın ülkede bar önleri bin bir türlü ayakçı, değnekçi, bar önü duranı ile dolu olur, istesen de park ettirmezler zaten.

-   Hediye edilen bir giysiye teşekkür etmenin en iyi yolu, -bir kez bile olsa- onu giymektir. Bak bu doğru. Birine giysi hediye etmek her ne kadar tehlikeli ve hediyeyi alanın  özel alanına, kişisel zevklerine  müdahale olsa da,  hoş görmek gerekebilir kimi zaman.

-   Tüm silahların dolu olduğu, onları taşıyan kişilerin de her zaman yeterli zekaya sahip olmayabileceği hep aklında olsun. Bu yüzden silah taşıyanlarla konuşurken ciddi ve nazik ol.  Zart zurt etme.

-    Bindiğin araçlarda önündeki koltuğun yatırılabildiğini unutma ve kendini buna hazırla.

-   Hiçbir zaman, ama hiçbir zaman elinde içki bardağı ile poz verip fotoğraf çektirme. Mal gibi görünmenin başka yolları da vardır. 

-   Kimseyi iskeleden, havuz kenarından suya itme. Bu “şaka”  suya düşeni değil, düşüreni budala gösterir tavşanım.

-    Özür dilemek için hiçbir zaman geç değildir.

-    Önemli bir şeylerin öncesinde tıraş ol, aynı gün değil. Özellikle saç tıraşı ne kadar iyi olursa olsun, o ilk gün insanı eşek gibi gösterir, eğreti durur. Yeni ayakkabı, elbise için de geçerlidir bu. Astronotların bile  çok karmaşık, yapımı zor ve pahalı giysilerinden üç tane olduğunu; birinin tümüyle yedek tutulduğu, birinin eğitimde kullanıldığını, ama uçuş sırasında üstlerinde olan, esas giysiyi de birkaç defa giyip hem kendilerini hem de giysiyi alıştırdıklarını unutma tatlı oğlum.

- Tuhaf ve anlaşılmaz bir şekilde, karşı cins duş alan erkeklerden hoşlanır! Sen de duş almayı alışkanlık edin.

-     Asla parmak arası terlik giyme.

-   Seksi ve çekici olanla sürtük gibi olan arasındaki farka dikkat et (tam alnından vurmuş gavur. Benim aklıma gelmemişti bu).

-     Telefon şirketleri “akşam şu saatten, sabahın şu saatine kadar cak cak konuşmak bedava” diyerek kıçını yırtıyor olsa da, sen insanları akşam dokuz ile sabah dokuz arasında arayıp rahatsız etme. Şu boktan cep telefonları yüzünden özel hayat sınırlarının devamlı ırzına geçiliyor,   en azından sen bu rezilliğe alet olma cimcim tekirim.

-   Biraz büyüyüp aklın erince geç yatmayı –afedersin- bi bok sanacaksın. Büyümek, yetişkin olmak ile uyumak için yatağa girdiğin saat arasında bir ilişki yoktur, inan (evet, yetişkinler yatağa her zaman uyumak için girmeyebilirler). Yetersiz uyku alan kişioğlu huysuz, aksi ve sevimsiz olur,  çabucak yaşlanır küçük farem.

-   Suni Deri Perspektifi:  Hiçbir nesne ve canlı; aslen sentetik ama doğal görüntüsü verilmiş, gerçekte olduğundan daha farklı özelliklere büründürme çabası gösterilmiş olanlar kadar süfli ve acıklı olamaz.  Ne kadar uğraşılmış, iyi kıvrılmış olsa da böyledir bu.
Taklit olan her şeyden kaçın. Orgazm taklidi yapan kadınlardan (var-mış böyle şeyler, hep duyuyoruz. Gerçi bana hiç denk gelmedi...),  taklit saatlerden, taklit giysilerden, taklit ilgilerden, taklit yakınlıklardan, taklit nezaketten ve suni deriden üretilmiş her şeyden uzak dur tulumba tatlım.

- Seyahatlerinde kullanmak için şöyle elde taşınabilecek güzel, kaliteli bir çantaya sahip ol. Böyle şeyler pahalıdır, ama para harcamaktan çekinme. Üst baş düzgünlüğünü, özeni,  stili bir anda alıp götürür elde dolaştırılan veya çekiştirilen o dandik şeyler.

  -   Evet, maalesef artık ortalıkta şu resimdeki gibi dolaşılmıyor doğru, yine de  yazın güneşten, kışın soğuktan korunmak için bir şeyler kullanman gerekebilir. Kapalı yerlere girdiğinde veya birisiyle konuşurken hemen şapkanı kafandan çıkar, elinde tut. El sıkacaksan da mutlak eldivenini çıkar: On dört on beş yaşlarındaydım. Yazları evlerinde kaldığım okul arkadaşımın komşuları; biri bizden birkaç yaş büyük, diğeri tıp fakültesinde okuyan yavru gibi iki kız kardeş vardı (özellikle küçük olana çok fena hastaydım). Kardeşlerden büyük olan ile o kış şehirde karşılaştım. Yazlık pejmürdeliğinin aksine çok şık giyimli  bu tıbbiyeli beybi kendisinden bilmemkaç yaş küçük olmama ve dişi olmasına rağmen ”şak” diye eldivenini çıkarıp, elimi öyle sıktı. Düşünülmüş bir davranış değil, zarif bir refleksti bu. Artık küçüğü değil, aha buydu hayallerimin kadını! O durumu hiç unutmadım. Nezaket ve stil refleks olarak gelişmişse, doğal ve anlamlıdır – dolayısıyla - ancak o zaman kişiliğimizin gerçek bir parçası olarak taşımaya değer. Diğeri ossuruktur başka bi bok değil, fındıkkafabademgöz.
                
Yazı pek uzadı. Dur  bi hikaye anlatayım da bitireyim:

Şapkanı Çıkarmayı Unutma,
 O Şapka İşi Mühim. 
Lisede bazı hayvan kardeşlerim ellerindeki toplu iğneyi şöyle ucundan tutup hafifçe ve çaktırmadan milletin kıçına bacağına dokundurmak gibi bir huy edinmişlerdi. E, haliyle iğne ucunu kıçına giyen zıplıyor, bu insanımsılar da “khki, khkik, kik” diye sesler çıkarıyorlardı.  Uzatmayalım, bi gün teneffüste  bu “şaka” dan ben de nasibimi aldım maalesef. Hemen aynı cihazdan edinip, sonraki ilk teneffüste bizim primatlardan birinin bacağına adı geçen cihazı “top” kısmına kadar ithal ettim. Muhtemelen hala eline toplu iğne alamıyordur bizim yiğit. 
Kıssadan Hisse: Prensip olarak kavgadan kaçın, ama illa itişip kakışman gerekirse önce sen vur. Eğer denk getirememişsen, ilk darben onunkinden daha şiddetli olsun.





Gözlerinden öperim  oğlum.

BvP

.....................
[*] Aaa olmadı hiç değil mi? Teknoloji ile tanışır, etkin bir biçimde kullanır,  internetin engin bilgi denizinde zihin yelkenlerini şişirerekten seyahat eder, daha akil, daha uygar, daha bilgili, daha… daha…, olur diye alınıyor bütün o bok püsür. Halbuki ben MeKaDe’nin arkadaşının evinden dönüşte dehşet içinde “Babaaaaa  arkadaşın evinde  bi telefon gördüm öyle kablosu filan yok, sevk-i kabil,  alıp elinde dolaştırabiliyorsun!” demesini istiyorum. O kadar yani. 

5 yorum:

dial m for makeover dedi ki...

Gerçek bir asilzade yetiştiriyorsunuz sanırım sayın baron, şimdiden tebrikler. :)

Baronvonplastik dedi ki...

Çok teşekkür ederim. Bakalım, çalışıyoruz :)

Korhan Korman dedi ki...

Ben de birkaç feyz aldım üzerime. Geç okunması yazıyı daha lezzetli kılar azizim:)

Baronvonplastik dedi ki...

Hangileri onlar? Hakkaten merak ettim.

Korhan Korman dedi ki...

- Bindiğin araçlarda önündeki koltuğun yatırılabildiğini unutma ve kendini buna hazırla. / hiç bi zaman tam anlamıyla hazırlıklı olmuyorum.

- Hiçbir zaman, ama hiçbir zaman elinde içki bardağı ile poz verip fotoğraf çektirme. / Geçmişim bununla dolu artık dikkat edeceğim :(

Seksi ve çekici olanla sürtük gibi olan arasındaki farka dikkat et / Gavur yapıyo abi.

- Telefon şirketleri “akşam şu saatten, sabahın şu saatine kadar cak cak konuşmak bedava” diyerek kıçını yırtıyor olsa da, sen insanları akşam dokuz ile sabah dokuz arasında arayıp rahatsız etme. Şu boktan cep telefonları yüzünden özel hayat sınırlarının devamlı ırzına geçiliyor, en azından sen bu rezilliğe alet olma cimcim tekirim. / Bu zaten benim ve benim yaş grubumun uyguladığı bir şeydir. Sadece çocuğun eline 3 yaşında telefon vermektense bu en basit görgü kuralını öğrettiğin için teşekkür etmek istedim.