Bizim
MeKaDe Temmuzun sonunda iki yaşını bitirdi. Eh doğum günüdür, hediye filan bi şeyler almak lazım da, hadi şimdilerde çocuk bakımının olmazsa olmazı ayped
alsak ne işine yaracak [*] ; herkes gibi önüne oturtup, çizgi film seyrederken
ağzına kaşıkla yiyecek mi tıkıştıracağız? Zaten öküz gibi yiyor herif. İşi
ucuza, hatta bedavaya getirip yine biraz öğüt vereyim diyorum. Zaten adam
olmasına, insan içine karışmasına az kaldı. En azından bi işine yarar.
Geçenlerde
ecnebinin birinin yüz bir tane öğüt verdiği bir yazıya denk geldim (eloglu ne
meraklı sevabına akıl fikir vermeye. Çok acayip insanlar var). Bazılarının; mesela,
”iş yerinde mutlaka sutyen giy” diyeninin bizim oğlana pratikte bir yararı yok,
hatta zararı olacak belki! Bazıları gerçekten işe yarar şeyler, bazıları da var ki;
sanki aklımdan geçeni okumuş, yazacaklarımı yazmış elin keferesi… Hepisini bir
arada yazdım. Bazıları benim, bazıları onun.
- Otobüsten
inerken, onu kullanana teşekkür etmeyi unutma: Üniversiteyi okumaya
gittiğim kentte ilk ayımdı. Belediye otobüsü ile seyahat ediyorum o zamanlar. Bir gece son durağa geldiğimizde, yolcuların
hepsinin şöföre iyi akşamlar dileyip, teşekkür ederek indiğini tespit ettim.
Adamcağızın şu boktan işi kim bilir kaç saattir yaptığını anlaşılan gecenin o
saatinde gelecekteki babandan başka herkes biliyor ve taktir ediyordu! Oysa ben
“Dergah-ı Mualla”dan geliyordum, burası da
“Gavur İzmir”di! Belki de “gavur”luk böyle bir şeydi işte. Ota boka teşekkür
etmek, tanımadığın başkalarının senin için gösterdiği çabanın farkında olmak
filan. Bunlar adam olmanın, adam sayılmanın olmazsa olmazıdır fındığım.
- Hiçbir
zaman bar önüne arabanı park etme. Pek anlamlı bir öğüt değil. Yaşadığın
ülkede bar önleri bin bir türlü ayakçı, değnekçi, bar önü duranı ile dolu olur,
istesen de park ettirmezler zaten.
- Hediye
edilen bir giysiye teşekkür etmenin en iyi yolu, -bir kez bile olsa- onu
giymektir. Bak bu doğru. Birine giysi hediye etmek her ne kadar tehlikeli
ve hediyeyi alanın özel alanına, kişisel
zevklerine müdahale olsa da, hoş görmek gerekebilir kimi zaman.
- Tüm silahların dolu olduğu, onları taşıyan kişilerin de her zaman yeterli zekaya sahip olmayabileceği hep aklında olsun. Bu yüzden silah taşıyanlarla konuşurken ciddi ve
nazik ol. Zart zurt etme.
- Bindiğin
araçlarda önündeki koltuğun yatırılabildiğini unutma ve kendini buna hazırla.
- Hiçbir
zaman, ama hiçbir zaman elinde içki bardağı ile poz verip fotoğraf çektirme. Mal gibi görünmenin başka yolları da vardır.
- Kimseyi
iskeleden, havuz kenarından suya itme. Bu “şaka” suya düşeni değil, düşüreni budala gösterir
tavşanım.
- Özür
dilemek için hiçbir zaman geç değildir.
- Önemli
bir şeylerin öncesinde tıraş ol, aynı gün değil. Özellikle saç tıraşı ne
kadar iyi olursa olsun, o ilk gün insanı eşek gibi gösterir, eğreti durur. Yeni
ayakkabı, elbise için de geçerlidir bu. Astronotların bile çok karmaşık, yapımı zor ve pahalı giysilerinden
üç tane olduğunu; birinin tümüyle yedek tutulduğu, birinin eğitimde
kullanıldığını, ama uçuş sırasında üstlerinde olan, esas giysiyi de birkaç defa
giyip hem kendilerini hem de giysiyi alıştırdıklarını unutma tatlı oğlum.
- Tuhaf ve anlaşılmaz bir şekilde, karşı cins duş
alan erkeklerden hoşlanır! Sen de duş
almayı alışkanlık edin.
- Asla
parmak arası terlik giyme.
- Seksi ve
çekici olanla sürtük gibi olan arasındaki farka dikkat et (tam alnından vurmuş
gavur. Benim aklıma gelmemişti bu).
- Telefon şirketleri “akşam şu saatten, sabahın şu
saatine kadar cak cak konuşmak bedava” diyerek kıçını yırtıyor olsa da, sen insanları akşam dokuz ile sabah dokuz
arasında arayıp rahatsız etme. Şu boktan cep telefonları yüzünden özel
hayat sınırlarının devamlı ırzına geçiliyor, en
azından sen bu rezilliğe alet olma cimcim tekirim.
- Biraz büyüyüp aklın erince geç yatmayı
–afedersin- bi bok sanacaksın. Büyümek,
yetişkin olmak ile uyumak için yatağa girdiğin saat arasında bir ilişki yoktur,
inan (evet, yetişkinler yatağa her zaman uyumak için girmeyebilirler). Yetersiz
uyku alan kişioğlu huysuz, aksi ve sevimsiz olur, çabucak yaşlanır küçük farem.
- Suni Deri Perspektifi: Hiçbir nesne ve canlı; aslen sentetik ama doğal
görüntüsü verilmiş, gerçekte olduğundan daha farklı özelliklere büründürme
çabası gösterilmiş olanlar kadar süfli ve acıklı olamaz. Ne kadar uğraşılmış, iyi kıvrılmış olsa da
böyledir bu.
Taklit olan her şeyden kaçın. Orgazm taklidi yapan kadınlardan (var-mış
böyle şeyler, hep duyuyoruz. Gerçi bana hiç denk gelmedi...), taklit saatlerden, taklit giysilerden, taklit ilgilerden, taklit yakınlıklardan, taklit
nezaketten ve suni deriden üretilmiş her şeyden uzak dur tulumba tatlım.
- Seyahatlerinde kullanmak için şöyle elde taşınabilecek güzel, kaliteli bir
çantaya sahip ol. Böyle şeyler pahalıdır, ama para harcamaktan çekinme. Üst
baş düzgünlüğünü, özeni, stili bir anda
alıp götürür elde dolaştırılan veya çekiştirilen o dandik şeyler.
- Evet,
maalesef artık ortalıkta şu resimdeki gibi dolaşılmıyor doğru, yine de yazın güneşten, kışın soğuktan korunmak için bir
şeyler kullanman gerekebilir. Kapalı
yerlere girdiğinde veya birisiyle konuşurken hemen şapkanı kafandan çıkar,
elinde tut. El sıkacaksan da mutlak eldivenini çıkar: On dört on beş
yaşlarındaydım. Yazları evlerinde kaldığım okul arkadaşımın komşuları; biri
bizden birkaç yaş büyük, diğeri tıp fakültesinde okuyan yavru gibi iki kız
kardeş vardı (özellikle küçük olana çok fena hastaydım). Kardeşlerden büyük
olan ile o kış şehirde karşılaştım. Yazlık pejmürdeliğinin aksine çok şık giyimli bu
tıbbiyeli beybi kendisinden bilmemkaç yaş küçük olmama ve dişi olmasına rağmen ”şak”
diye eldivenini çıkarıp, elimi öyle sıktı. Düşünülmüş bir davranış değil, zarif
bir refleksti bu. Artık küçüğü değil, aha buydu hayallerimin kadını! O durumu
hiç unutmadım. Nezaket ve stil refleks
olarak gelişmişse, doğal ve anlamlıdır – dolayısıyla - ancak o zaman kişiliğimizin gerçek bir parçası olarak taşımaya değer. Diğeri
ossuruktur başka bi bok değil, fındıkkafabademgöz.
Yazı pek uzadı. Dur bi hikaye anlatayım da
bitireyim:
Şapkanı Çıkarmayı Unutma, O Şapka İşi Mühim. |
Kıssadan Hisse: Prensip olarak kavgadan kaçın, ama illa
itişip kakışman gerekirse önce sen vur. Eğer denk getirememişsen, ilk darben
onunkinden daha şiddetli olsun.
Gözlerinden öperim oğlum.
BvP
[*]
Aaa olmadı hiç değil mi? Teknoloji ile tanışır, etkin bir biçimde kullanır, internetin engin bilgi denizinde zihin
yelkenlerini şişirerekten seyahat eder, daha akil, daha uygar, daha bilgili,
daha… daha…, olur diye alınıyor bütün o bok püsür. Halbuki ben MeKaDe’nin arkadaşının
evinden dönüşte dehşet içinde “Babaaaaa arkadaşın evinde bi telefon gördüm öyle kablosu filan yok,
sevk-i kabil, alıp elinde
dolaştırabiliyorsun!” demesini istiyorum. O kadar yani.
5 yorum:
Gerçek bir asilzade yetiştiriyorsunuz sanırım sayın baron, şimdiden tebrikler. :)
Çok teşekkür ederim. Bakalım, çalışıyoruz :)
Ben de birkaç feyz aldım üzerime. Geç okunması yazıyı daha lezzetli kılar azizim:)
Hangileri onlar? Hakkaten merak ettim.
- Bindiğin araçlarda önündeki koltuğun yatırılabildiğini unutma ve kendini buna hazırla. / hiç bi zaman tam anlamıyla hazırlıklı olmuyorum.
- Hiçbir zaman, ama hiçbir zaman elinde içki bardağı ile poz verip fotoğraf çektirme. / Geçmişim bununla dolu artık dikkat edeceğim :(
Seksi ve çekici olanla sürtük gibi olan arasındaki farka dikkat et / Gavur yapıyo abi.
- Telefon şirketleri “akşam şu saatten, sabahın şu saatine kadar cak cak konuşmak bedava” diyerek kıçını yırtıyor olsa da, sen insanları akşam dokuz ile sabah dokuz arasında arayıp rahatsız etme. Şu boktan cep telefonları yüzünden özel hayat sınırlarının devamlı ırzına geçiliyor, en azından sen bu rezilliğe alet olma cimcim tekirim. / Bu zaten benim ve benim yaş grubumun uyguladığı bir şeydir. Sadece çocuğun eline 3 yaşında telefon vermektense bu en basit görgü kuralını öğrettiğin için teşekkür etmek istedim.
Yorum Gönder