Gençler Eviniz Yok mu Sizin? Kağıt üzerine şablon ? Şubat 2014 | Kuledibi |
Radyolara ne zamandır bir cin fikir erbabı dadandı;
Kızgın bir herif bir de onun yancısı, sunucu gibi olan başka biri var. Bu
kızgın ses bağıra çağıra verdiği telefon numarasını ilk arayan bilmem kaç
kişiye bir malı fevkalade ucuza verecek. Ama o bilmem kaç kişiden bir
fazlasına değil. Yandaki, o sunucuymuş gibi yapandan bu işin biz
radyoları başında bulunan biçarelere yapılmış fevkalade bir kıyak olduğunu
öğreniyoruz. Mazhar olduğumuz/olacağımız kıyak öylesine görkemli ve büyük ki,
muazzam faydalarına rağmen, arayan her fani bir tane alabilecek. Yani “ver bakalım
şurdan ki tane de, birini kaynatama vereyim hayır duasını alayım
n’olacaksa oh emmi” desen yok. O kadar şey. Gelgelelim;
bizim yancı kızgın herif kadar acımasız değil, habire gazlıyor, “12 dediniz ama, bu büyük hizmetten birkaç dinleyicimiz
daha yararlansa, hadi şunu 15 yapalım, hatırım için…” Zar zor ikna olmakla birlikte,
zinhar bir den fazla alınmaması konusunda israrcı bizimki. Öyle ya,
kıyağın da bir haddi hududu, eni boyu var.
Pazarlayıcı aklın
mal sunum yelpazesi oldukça geniş. İstanbul’dan Ankara’ya bir araba
yolculuğu sırasında Gebze’den Bolu çıkışına kadar, her defasında zorlukla
ikna edilerek, marifetli seccade ve gül kokulu tespih satmak
zorunda bıraktılar o kızgın herifi. Cırlak bir sesle “Hayır, niye satayım
kardeşim, ben zaten malımı daha yüksek fiyata satıyorum, ama seni kırmamak
için…” Hokkabazlık kanalını her yeniden buluşumda aynı heyecanlı, tatlı
didişme vardı. Başka bir yolculukta da hiçbir Türk erkeğinin hiçbir surette
yaşamadığı, yaşamayacağı ve fakat sadece yakın dost, arkadaş
çevrelerinde duyduğu o meş'um duruma ziyadesi ile iyi geleceği
garantili - hem de yüzde yüz doğal ha ! - türden devayı
sırf yenge müşkül durumda filan kalmasın adına kısıtlı
miktarda satmaya razı oluyordu bizim bey.
Son birkaç
defadır aynı dümenin telefon satıcılığına evrilmiş başka bir haline
denk geliyorum: Bilinen ve ürününe güven duyulan bir markaya ait
model adı ile açılan bir üçkaat bu: Önce, “iksperya” veya “galaksi” telefonların hayatımıza yer gün yeni ufuklar açıcı, akıllara zarar
özelliklerini dinliyoruz. Hiçbir şekilde soni veya samsunk demiyor,
“iksperya marka” da demiyor. Detayların eksik söylenişi yalancılık değil
elbette. “iksperya” telefonun çok ama çok pahalı olduğunu, ama kalitesi, zartı
zurtu ile bizi bizden aldığını – bu defa kadın – yancı ve satacak olan
arasındaki konuşmalardan öğrenmekle birlikte canımız fevkalade sıkılıyor… Fakat
durun! Satıcı herif babanın oğluna yapmayacağı bi kıyağı bana tam
Orhangazi ile Gedelek Köyü oku arasında çakacak
gibi… Verilen telefon numarasını arayan ilk on kişi arasında olursam, bir
tane “iksperya” telefonum olacak; feysbuklu meysmuklu, efendim, ona buna girip
çıkabileceğim. Amma sıkıca aklımda tutmam gereken, sürekli tembihlenen
husus öyle mal bulmuş mağrıb ahalisi gibi beşer onar almayı aklımdan bile
geçirmemem, edebimi bilip bir tane almalı, diğer bekleşenleri mağdur
etmemeliyim… Kıyak çok büyük çünkü !
Şu,“pezevenk bir
olsa yağla balla besleyelim” sözünü koluma, kıçıma başıma dövme olarak
yaptırsam mı ? diye düşünüp gaza basıyorum.
BvP
BvP
1 yorum:
"Bu nane çok şahane
Bulamazsın bahane
At ağzına tane tane"
Eminönü-Kadıköy Vapuru, 2014 sonu.
Naif ve komik. Burada dursun.
Yorum Gönder