[… Gireyev derin bir nefes aldı ve gözlerini bahçeye dikti.
“Budistlerin üç türlü televizyon izleme biçimi vardır. Aslında hepsi aynı şeydir, ama farklı eğitim düzeylerinde değişik biçimlerde ortaya çıkarlar. ilk önce televizyonu sesini kapatarak izlersin. Günde yaklaşık yarım saat bu şekilde en sevdiğin programların başına oturursun. Televizyonda önemli ya da ilginç bir şeyler söylediklerini hissetmeye başladığında bunun hemen farkına varıp etkisizleştirirsin. İlk başta teslim olup sesini açarsın, ama sonra yavaş yavaş alışmaya başlarsın. Ama kendini kontrol edemeyip televizyonu açtığın zaman kendini suçlu hissetmemelisin, bu herkese olur, hatta lamalara bile. Daha sonra televizyonun sesini açıp görüntüyü kapatırsın. Ve nihayet televizyonu tamamen kapalı izlemeye başlarsın. Asıl teknik bu sonuncusudur ve diğerleri buna hazırlanmanı sağlar. Tüm haber programlarının izlersin ama televizyonu açmazsın. Bunu yaparken sırtını dik tutman çok önemli, ayrıca ellerini de karnının üstünde birleştirmelisin. Sağ elin sol elinin altında olmalı, bu erkekler için; kadınlar için öbür türlü oluyor, yani sol el sağ elin altında. Bir saniye bile gözünü ekrandan ayırmamalısın. Eğer on yıl boyunca her gün en az bir saat bu şekilde televizyon izlersen, televizyonun özünü kavrayabilirsin. Aslında her şeyin özünü kavrayabilirsin.” ]
Pelevin, Victor., Homo Zapiens, Çev. Doğan, Bülent O., Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Birinci Basım, Haziran 2004, İstanbul .
Viktor'un yazdıklarını aktardım. Benimle bir ilgisi yok. Ama televizyon reklamları için yararlı bir yöntem öneriyor.
BvP.
7 yorum:
İlginç bir kitaba benziyor anlaşılan. 3 türlü izleme şekline umarım kimse kanıpta denemez :D
Denemek mi ? Zaten yapılan bu !
Mamasını yedirirken huysuzluk yapmasın diye reklam izlettirilen bebekler. "Garadaşşak Konağı" dizisinin finalinde hayat durdu, sokaklar boşaldı, manşetleri ve haberleri. Benzeri bin çeşit acayiplik.
TVnin gösterdiği şeylerin anlam ifade etmediği diğer canlıların gözüyle bir bakış yakalamak adına faydalı tavsiyeler.
Ben de diyrum ki umarım herkes dener !
Asai, Kalp kalbe ne kadar şey. Ben de "ulan acaba buna kanıp uyanlar mı dangalak sayılmalı, yoksa inanmayıp, inatla seyretmeye devam edenler mi?" diye sormak üzereydim.
Aptal kutusu demekle olmuyo, aynı muameleyi yapmak lazım. Şu an ulusal kanallarımız tamamen halkı uyutma ve koyunlaştırma amaçlı yayınlar yapıyorlar.Eee gerçi bok kondurmadığımız Türk'lüğümüzün değişmezi "kim kime kayıyor" oldukça öyle anüse böyle penüs.
Korhan, o "kimin ski kimin gtünde" programlarının başlangıcı yüce TAN gazetesini hatırlıyor musun? Bakkal önünde çekirdek çitleyip ve fakat köpeklerden köpek gibi korkan adamların orhan yayını Tan gazetesi ? "Helga İbrahim'inkinden her sabah üç kere yemezse rahat edemiyor" başlıklarını?
Hatırlıyorum ama hiç olmazsa onu isteyen kendi kitlesi alırdı dayatmayla ana kanallarda alternatifsiz verilmezdi. Bi bok da iyiye gitse şaşarım zaten
İşte yazacağız biz de "kustum", taaak göndereceğiz, bilmem kaça. Ha, unutmadan: amına koyayım ben böyle işin!
Yorum Gönder