Yılın bahardan yaza döndüğü günlerden birinde on gün süreyle Karımın dostlarından birinin evine kapılanmaya gittik yine! Tuhaf bir insan benim şu benim Karım. Şahsımı dehşete düşüren pek çok inanılmaz yeteneğinin yanı sıra, Yeryüzünün muhtelif y
Kaldığımız yer Brooklyn’d
Evin hemen yanı başında muhtemelen mahalle sakinlerinin devam ettiği bir bar var. Barın kapısı önünde dikilip sigara içmek gerekiyor. Aptal ya, bu Amerikalılar. Nedense kapalı yerlerde tütün içmeyi yasaklamışlar! Özgürlüklerin beşiği bu ülkede sokakta elinde içki şişesi/kadehi ile de sürtemediğinden, alkol içerde, nikotin dışarıda bir hengamedir gidiyor. (Haa bu arada, kaldığımız evde de tütün içmek yasak-dı! Mülkün sahibi olacak kaltak,
mukaveleye böyle bir madde koydurmuş. Ev sahiplerimizin de kurallara uymak gibi rahatsız edici bir şeyleri var. Anlayamadım bi türlü) Mahallenin içindeki bu barın küçücük bahçesinde hafta sonları çook geç saatle kadar insanlar vakit geçiriyor. Duyduğun şey sadece insanların neşesi, konuşmaları. Şöyle gürültülü bir müzik, bağırış çağrış, isterik kahkahalar atmak kimsenin aklına gelmiyor. Dedim ya, çok akıllı değil buranın insanı…
İlk günün sersemliğinden kurtulup, devrisi sabah iş Manhattan’ı keşfe geldi. İstanbul’u büyük kent sanan birinin el değmemiş hıyarlığı ile, buranın da şehir olduğunu sanıyorum hala. (Düşün ey insan evladı, yaş kırkaltı hala acaib-i aleme yelken açma peşindeyiz) Denizleri , gökleri ve karaları ve binlerce alemi yaratan Yüce Rabbim
in başka neler yaratmış olacağı düşüncesi aklıma gelmiyor.
İlk günün sersemliğinden kurtulup, devrisi sabah iş Manhattan’ı keşfe geldi. İstanbul’u büyük kent sanan birinin el değmemiş hıyarlığı ile, buranın da şehir olduğunu sanıyorum hala. (Düşün ey insan evladı, yaş kırkaltı hala acaib-i aleme yelken açma peşindeyiz) Denizleri , gökleri ve karaları ve binlerce alemi yaratan Yüce Rabbim
East River isimli verilmiş nehrin altından geçerekten Manhattan’a varan metrodan yeryüzüne çıkınca ben de ossat bir yürek pırlanması peydah oldu. Say ki, öldük de başka bir aleme açtık gözleri. Bu ürkütücü büyüklükte, gürültüde ve kokudaki kent şimdiye kadar gördüğüm hiçbir şeye benzemeyen bir heyüla. Anlatılır bir bok değil çok afedersiniz. Ama anlatacağız çaresiz.
Edited By Miki (Birinci ve beşinci dışında tüm fotograflar Miki'nin)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder