Aslında yazmak istediğim yazı bu değil. Bi zamandır Helen Dünyasında Labyris simgesi ya da, Erken Cumhuriyet Dönemi Devlet Yapıları hakkında bir şeyler toparlamaya uğraşıyorum. Uğraşmaya uğraşıyorum da; gel gör ki, birkaç tür canlı grubunun benimle zoru var anlaşılan. Bunlardan biri, skinde peynir görüp kendini mandırada sanan reklam insanı tayfası, diğeri de etrafındaki kadınları döven (kapsayıcı ve moda deyimle “şiddet uygulayan” varlıklar. İşi gücü bırakıp bunlarla uğraşıyorum Tarım zararlıları ile mücadeleye benziyor bu. Sürekli ilaçlama şart.
Şimdilerde, televizyon kanallarında yayınlanan “kadınları dövmeyin” mesajlı bir film var. Epey estetik, sofistike bir yapım. Sonunda da, “Siz de bu reklamda erkek görmüyorsanız bizim gibi düşünüyorsunuz” falan gibi bir söz söyleniyor. İnternet sitelerinde bu maskaralık “ince bir ayrıntıya dikkat çeken” lafzı ile köklenmekte.
Senin gibi düşünmüyorum elbette. Bu filmi karısını, kızını, sevgilisi olduğun sandığı dişileri döven, öldüren varlıklara “yapmayın” demek için değil, ne kadar yetenekli olduğun, çok ustalıklı işler yaptığın anlaşılsın diye yapmışsın. Bu kadar subtil bir mesajı ahtapotlar veya yengeçler için yapacağın kampanya filminde kullan. Doğrudur, onlar anlar. Ama, bunlar anlamaz.
Üstelik “Bizim gibi düşünüyorsanız” falan deyip düpedüz dalga geçiyorsun Allahın yarattığı canlı ile. Bi anlasa o varlık, bi düşünebiliyor olsa ve taşak geçtiğini anlasa…Gelip seni de bölecek ikiye, kafandan hayalarına kadar, haberin yok.
Burada kadınların sokak ortasında kulağını burnunu kesen, öldürüp, bacaklarını kopardıktan sonra dere kenarına atan şeylerden söz ediyoruz. Mesajını basit ver, mümkün olduğunca basit. Mesela ilk sahnede karısını döven adamı ikinci sahnede adem ejderhası zenciler eşşek sudan gelene kadar…sksin (Zenci şeyi motifi vardır bizim kültürümüzde. Nedense sabah akşam yiyormuş gibi, ezbere biliriz cihazın boyutlarını). Anlamı biraz daha güçlendirmek için okey arkadaşlarını veya aynı takımı tutan arkadaşlarından bir kaçını da eşşek sudan gelene kadar…sksinler. Bu şekilde bir kampanya belki biraz işe yarayabilir.
Saygılarımla, BvP
Edited By Miki
7 yorum:
Eğitim seviyesi yüksek memleketlerde kadın döven öküzler yaşar, doğrudur. Ama buralar gibi cahilleştirilmiş toplumlarda ekmek gibi, su gibi doğal gelir kadına şiddet. Aile içi yaşantıda gayet anaerkil olan toplum nedense iş "namus" infazına gelince, kadınlar da dahil olmak üzere olay yadırganmaz. Kaldı ki yasalarda "namus" indirimi bile var.
İşin ilginç tarafı, bu işin dinle alakalı olduğu tespiti hiç beklemediğim bir yerden geldi. Geçenlerde dini bütün bir hanım yazar az daha Mekke'de umre esnasında skileyazdığını belirtmiş, kadına şiddet olayına başka bir boyut katmıştı. Aslında şaşkın gözlerinden, uğruna az daha kaseyi çizdireceği "semavi aşk"ın kendisini hiç ama hiç siklemediğini anlamış olamanın kırgınlığı da okunuyordu. Bahsettiğim programda eğer moderatör "sayın skleyazan hanım yazar, derviş dervişi tekkede, hacı hacıyı Mekke'de" dese olay daha tatlı bir noktaya gidecekti ama işte yine bireye indirgenip, tatsız, yavan bir tartışmaya dönüştü.
Yetişen nesil inanılmaz cahil, düzelmesi bir yana, etraftan duyduklarımızın yaşanması beş, on seneye bakar. Kadınlara pazarda hıyar, kabak, patlıcan satışı yasaklanması enteresan tabii.
Neyse efendim konu çok boktan, girince çıkılacak gibi değil. Zaten reklamcımız da sonradan yiyebileceği kadar sıçıp, bırakmış.
Reklamcıyı her türlü sıykme hakkımı saklı tutarak, başarılı yazılarınızın devamını beklerim.
İyi günler
Eline sağlık, çok güzel demişsin. Billboard'larda "kadına şiddet yapan erkek değildir" posterleriyle karşılaşıyorum bir süredir ve aynen senin gibi düşünüyorum. Buradaki kelime oyununu anlamak zorunda bırakma insanları, basit ol, sade ol, "hem öyle, hem böyle" anlaşılacak mesajlar vererek kafaları karıştırma, direkt ve net ol!
bir miktar yüz buldukları doğrudur mutlak ama sapık abiler bunu "din emretti" veya "kitap alenen izin veriyor" diye yapmıyorlar tabii.
genelde iktidarsız, gizli gay (onlar için çok hazmedilmez bir durum gay olmak, oysa bana kalsa keşke closet içinden hemen çıksalar da rahatlasalar) vesaire oldukları için kadın dövüyorlar.
bu konu fena hakkaten ama baron'un reklamcılara hırlaması çok şahane. okudum, "ohhhh be" dedim :)
Şiddet meraklılarına salaklar akıl vermeye kalkınca böyle sonuçlar çıkıyor işte!
Bir başka yandan bakınca da, "reklamın iyisi kötüsü olmaz"a gelmiş sanki hadise!
Konuşuyor muyuz? Evet!
İşe yarar bir sonuç çıkar mı bundan? Şüpheliyim.
Reklamcılara hırlanılmasın da ne yapılsın Aslı?
Yanlış olabilir ama şöyle bir türkü hatırlıyorum:
“damda kürek kırıldı/ kız oğlana vuruldu”. Daha dün, kredi katı ekstresinin üzerinde şunla karşılaştım : “bir bahar akşamı rastladık size/ Alışveriş yapıyordunuz Flexiyle”!
Cevaben şey demek istedim: “Geldi güzel hanıma kalaycıdan bakır tepsi/ Götünüze gire Flexi” …
Crazy Peon Bu sözüm (günümüz deyimi ile) –ayrıyetten- size de ! Reklamcı aklının işlemeyişi üzerine muazzam görgü ve bilginizden her daim istifade etmemiz lazım üstad. Az yazıldı mı tad damakta kalıyor ki, hiç olmaz. Esas biz sizin yazılarınızın hasret bekçisiyiz. Hasseten, şahsınız için bir flexi manisi daha üfüreyim :
Bıngıl Bıngıl memeler/ kapanmıyor dügmeler/ götünüze gire flexiler! Alır mı dersiniz Kristal Zeker falan?
Aslında bunu bi de “booonus” lu olanına da çalışılabilir.
Bu arkaik toplumun defolarını tedavi için karmaşık sloganlardan inatla fayda umanlar, mucize bekleyenler en az bu reklamları üfürenler kadar salak olmalı Ekmekçi Kız. Fakat benim burada anlamadığım; yere düşse bi avuç kumla kalkacak politikacı esnafının bu işe hiç oralı olmaması. Belki de ekmek çıkmayacağını bildiklerindendir.
Neden basit ve anlaşılır yapsınlar ki Kutsal Fahişe ? Bu tür kampanyaların ama teması sağırların birbirini ağırlaması. Net mesaj vermek için değil altın elma, kristal hıyar falan için yapılıyor onlar. Reklam Şirketleri at kuyruğu saçlı Ingmar Bergman’lardan geçilmiyor. Ah, kendi kafaları bi net olsa…Onlar biliyorlar yapacaklarını.
Ülkemizde kadın dövmek ve tecavüz o kadar normal ki artık, karısını dövmeyen erkeğe "sende erkekmisin be?" gibi imanı içine kaçmış cümleler kuruluyor. Köye en son 4-5 sene önce gittiğimde, bir babanın oğluna "vur anneye oğlum" dediğini ve 2 yaşındaki sabiye annesini dövmesini öğrettiğini anımsıyorum. Ha bu adam birde üniversite mezunu dersem daha da şaşırırsın herhalde.
Oralarda enteresan değil. Kimse sesini çıkarmıyor ve herkes gülüp geçiyor.
Bu ülkede istersen beş bin alternatif reklam filmi çek kimse farkına varamaz bu konunun. Bizde bu kadar yükseköğretim görmüş hayvan varken...
Şafak Sezer'in anırarak yerlerde yuvarlandığı yeni Vodafone reklamı en şahanesi. Reklamcı kere amınıza koyayım.
Yorum Gönder