Emsallerine faiktir

Kasım 14, 2009

Sıhhi ve Nefistir

Evet ya, öyledir. Küfürden bahsediyorum. Güzel Türkçemizde “laboratuvar” veya “vites” kelimelerinin karşılığı yok. Ama, her sağlıklı erkeğin uyguladığı, bir “vites değiştirme” aktivitesi var. (Gearshifting)? Ya da, dur: “Erkeklere para karşılığı kadın pazarlayan kimse”nin, küfür olarak kullanıma son derece elverişli  sekiz adet ismini sayayım biçırpıda.[1]

Varlığımın varlığına armağan olduğu bu güzide ulusun yumuşak karnıdır küfür. Ne dostluklar bozulur ne cinayetler işlenir. Edebine, iffetine terbiyesine, ebesine son derece düşkün yurttaşların bu konudaki hassasiyetleri o derecedir ki, kasaplar bile vitrindeki küçükbaş hayvanların kıçlarının deliğini kasımpatı, karanfil, olmadı kağıt peçete ile süsler.
Düğün, nişan, temel atma töreni, ana okulu mezuniyet şeyinde porno yıldızı gibi giyinip boyanıp isterik şekilde göbek atmaya koşan “orospu”, bunu doğal karşılayıp izin veren, üstelik gizliden gizliye durumdan zevk alan kocası  “dümbük” değildir ama sen küfürbazsındır…

Halbuki; yaşamın içinde, her yerdedir ve en büyük yardımcıdır o. İşin epistemolojik boyutu beni aşar, bununla birlikte, konunun sosyal ve pratik cepheleri konusunda bir iki fikir beyan etmekte zarar yok. Mesela: “kim der ki; sikim hıyar, bir tutam tuz alıp koşma” durumunu daha iyi açıklayan kelimeler aklınıza geliyor mu? “Yarraa yedik Hulusi!” feryadı, içinde bulunulan durumu Hulusi’nin minicik aklına bile gelmeyecek boyutlarıyla başka hangi kelimeler ile anlatabilir? Veya “göt lalesi” tamlaması, etrafınızda ne kadar çok kişiye adı ve soyadı gibi oturuyor. Bir alışveriş merkezinde “Bay Göt Lalesi, lütfen danışmaya… Bay Göt Lalesi lütfen…” gibi bir çağrı duyulsa… Danışmanın önündeki kuyruğu düşünebiliyor musunuz?

Aslında; bilir bilmez zart zurt etmeden önce, neyin küfür olduğu işinin üzerinde biraz durmak lazım. Naçiz kanaatim: bu topraklar üzerinde terakki eden, değişen tek şeyin kısmen dil olduğu. Örneğin, 1640 tarihli narh defterinde teğelti ve özengisi, ıvır zıvırı ile “İstanbul işi” kaltağa [2] biçilen değer 230 akçe! E, İyimiş arkadaş! Toka et 230 akçeyi, bin İstanbul işi kaltağa, gücün yetiyorsa inme sabaha kadar. Peki, küffara “dalyarak” saldıran leşker-i gaza’yı ne yapacağız? Kılıcı çekmiş fıkara, koşuyor küffar üstüne işte, öpmez mi insan elini o mübarek “ecdad”ın… Öte yandan; “ayol aklım, havsalam almadı” dedin mi , al sana küfrün terbiyesizliğin şahı. Havsala: leğen kemiği… Yani: hamfendinin ne aklı, ne de orası alabiliyor!

Fiili olarak resmen küfür addedilebilecek durumlar yok mu? Evlendirmişsin biricik, prensesler gibi kızını, bir yıl kadar sonra gebe olduğunu öğreniyorsun. Ağzın kulaklarında, tebrik ediyorsun el oğlunu… Ulan; damat denilen canlının senin prenses’e haftanın en az dört beş gecesi ne yaptığından haberin var mı o geçen bir yıllık sürede?

Yıllar önce bir ramazanda iftara yakın, ambarlarda hamal bir amca yanındaki ihvana “oruçlu oruçlu ananı avradını siktirtme!” diyordu. Şimdi bunu küfürden mi saymalıyız? Yoksa, amca’nın “preventif” bir uyarısı mı? Ya da benim yeni gitmeye başladığım spor salonunda rastladığım, bir yandan bantta kan ter koşarken bir yandan mesaj çekmeye çalışan hamfendi için deklare etmeyi düşündüğüm: “hay beynini sikiym senin” cümlesi küfür mü? Yoksa, vatandaşlık görevi mi?


Ne haliniz varsa görün!

Edited By Miki
Fotograf : BvP

---------
[1] Pezevenk, Dümbük, Kodoş, Kavat, Puşt, Geyik, Muhabet Tellalı , De’yyus! Eminim, Alucra’da veya Adıyaman’ın köylerinde başka kelimeler de vardır. Mahut zenaatla ilgili. Bu kelime zenginliği, bu folklorik çeşitlilik yurt sathında çok yaygın bir uğraş olduğunu düşündürüyor insana.

[2] Kaltak : Eğerin tahtadan kaplanmamış kısmı. Galiba, işin “binme” ile bir ilintisi var!




1 yorum:

Sel dedi ki...

"Düğün, nişan, temel atma töreni, ana okulu mezuniyet şeyinde porno yıldızı gibi giyinip boyanıp isterik şekilde göbek atmaya koşan “orospu”, bunu doğal karşılayıp izin veren, üstelik gizliden gizliye durumdan zevk alan kocası “dümbük” değildir ama sen küfürbazsındır…"
..
Bu kadarmı hislerime tercüman olunur(Y)